18 Ekim 2008 Cumartesi

bir sinek

bir sinek.


miyaz sineği isminde bir sinek türü var. subtropikal kuşakta yaşadığını öğrendiğim iyi oldu. vücut üzerindeki bir bölgede lavra bırakıyor, ve o lavralar deriyi deşerek içe doğru ilerliyorlar. birnevi yiyorlar dokuyu. müdahele edilmezse belki de bir kolu.. (olabilir diye düşünüyorum ben)


sadece deri üzerinde değil, bir besin üzerinde de konaklayabiliyor lavralar. mesela lavralı bir domates yiyorsunuz, diş etleriniz kemirilmeye başlıyor. iltihap, irin.. neden böyle iğrenç bir konuyla giriş yaptım bilmiyorum. aslında biliyorum:

"sinek".
bu kadar rahatsız edici bir ses çıkarmıyor olsa şu an, vazgeçse sarı ışık etrafında dolaşmaktan, küçücük gövdesiyle kocaman bir gölge etmese boyası gelmiş uçuk fildişi rengi duvarda...


"sinek".
çıkarıdığı onca gürültü beni sandalyeden kaldırmaya yetmiyor. akıllı sinek. belki boyutu ve sesi yetersiz ama o, beni, çevresindeki etkisiz görünen işlevsiz varlıkları avantaja dönüştürerek alt etmeyi biliyor.
sessiz; meraklanıp ışığa bakacağımı düşünmüş olmalı ki parlak ışık hastalıklı gözlerimi acıtıyor, sulandırıyor, yahu zaten burnum akıyor!


"sinek".
beni düelloya davet edecek kadar cürretkar, bulunduğu ortamı ve koşulları değerlendirecek kadar zeki, eli maşalı dinç anneme bulaşmak yerine hastalıklı beni yeğ tutacak kadar küstah.
ya bu sinek tam bir kaçık, ya da benn... ben sadece hastayım. evet evet.. yalnızca grip.




blogsopt acil şifalar diler.

Hiç yorum yok: